11 Kasım 2011

Mikrop-3

Ekrem başarmıştı, her şey umduğu gibi olmuş yaptığı mikrop etkisini göstermişti. Mikrop’u yaptığından beri 1 yıl geçmiş ve artık mikrobu dünya ile paylaşma zamanı gelmişti, çok mutlu olması gerekiyordu ama mutlu değildi. Saat 1’di, gazeteciler saat 5’te gelecekti onların önüne çıkmadan önce biraz uyuyup dinlenmek istedi. Rüyasında eski sevgilisi Nagihan’ı gördü sarıldı, defalarca öptü tam “neden” diyordu ter içinde uyandı. Gördüğü rüya onu çok etkilemişti bir süre kendine gelemedi. Aradan 5 yıl geçmişti ama hala Nagihan’ı unutamamıştı. Nagihan’da doktordu bir seminerde tanışmışlar ve bir daha hiç ayrılmamışlardı… Ekrem çok mutluydu Nagihan ile o kadar iyi anlaşıyorlardı ki ilk tartışmaları tanıştıktan bir sene sonra olmuş oda birkaç gün sürmüş, hemen barışmışlardı. Bir gün ansızın, hiçbir neden yokken Nagihan Ekrem’in hayatından çıktı. Ekrem defalarca telefon etmiş, her yerde onu aramış ama bulamamıştı… Ekrem uzun süre evinden çıkmadı hep kendi kendine “neden”diyordu. Ekrem Nagihan’dan ilk haberi üç ay sonra almıştı. Ekrem’in bir arkadaşı “Nagihan evlendi” demişti. O gün o an gözlerini kapadı ve Allah’a yalvardı “bir daha gözümü açmak istemiyorum beni al” diye ama olmadı hayat her şeye rağmen devam ediyordu. O günden sonra Nagihan ile birkaç kere seminerlerde denk gelmişler ama hiç konuşmamışlardı. Ekrem gurur yapmıştı hiç düşünmeden, bir kelime etmeden evlenip giden bir kızla konuşacak hiçbir şey olamazdı “her şey yalanmış” deyip toprak attı sevgisinin üstüne... Ancak ne kadar toprak atsa da geçen yıllarda hiç unutamadı sevdiğini, sevgisi bir yolunu buluyor canını acıtıyordu. Ekrem bir süre sonra kendini çalışmaya verdi ve bir gün“Mikrop” fikri uyandı kafasında… Senelerini verip ve başardı… Ekrem mikrobu yapınca acısı bitecek sanıyordu. Zannediyordu ki Nagihan’ı anlayacak ve yüreğindeki ateş sönecek… Hiçbir şey istediği gibi olmadı, evet mikrobu yapmıştı ama acısı bitmemişti her şeye rağmen, hala Nagihan’ı seviyor ve acı çekiyordu. Düşünceler onu uzaklara götürmüştü bir anda kendine geldi “Şimdi değil” dedi kendi kendine“şimdi açıklayamam mikrobu” “önce gururu bir kenara bırakıp Nagihan’la her şeyi konuşmalıyım” Koştu, normalde 20 dakikada gideceği laboratuvara 5 dakikada vardı, içeri girdiğinde konuşamayacak kadar yorulmuştu sadece ağzından “seninle konuşmalıyız” çıktı. Nagihan sanki onu bekliyordu, sanki aradan 5 yıl geçmemişti yakındaki bir cafeye gittiler. “Neden” dedi Ekrem “neden her şey bu kadar güzelken bırakıp gittin.” ,“Seninle kavga ettiğimiz geceyi hatırlıyor musun?” diye sordu Nagihan.”Evet” dedi Ekrem. Nagihan: “O gece çok üzgündüm ilk kavgamızdı, biriyle konuşmak iyi gelir diyerek yaşadığımız her şeyi Kadir’e anlattım; biliyorsun o benim eski arkadaşımdı. Biraz içersek iyi gelir dedim, Kadir’le gördüğümüz ilk bara girdik. Oda bir süre önce sevgilisinden ayrılmıştı. Yavaş başladık içmeye ama içimdeki acı öyle büyüktü ki hızlandım kadehler birbirini kovaladı, Kadir’de acılıydı oda durmadan içiyordu, ikimizde kör kütük sarhoş olduk sonunda… Kadir beni evime getirdi ve orada bende bağlantı kesirdi… Uyandığımızda ikimizde çıplaktık ve hiçbir şey hatırlamıyorduk, çok utandık Kadir hemen kalkıp gitti. Sonra barıştık seninle ben yaşadıklarımı hep söylemek istedim sana ama öyle mutluyduk ki bozmak istemedim. İki ay böyle geçti, sonra bir gün hamile olduğumu öğrendim ne yapacağımı şaşırdım iki aydır konuşmadığım Kadir’i aradım her şeyi anlattım. Önce çocuğu aldırmak istedim ama; dünyaya gözlerini açmamış olsa bile; bir cana kıyamadım, kıyamazdım. Kadir ile evlenmeye karar verdik…Sana anlatamazdım, anlatırsam daha fazla acı çekersin diye düşündüm ve öylece bırakıp gittim seni. Evet, şimdi beraber olamayız bir çocuğum ve eşim var ama bu seni sevmeme engel değil seni hala çok seviyorum ve seveceğim.” Ekrem’de hala Nagihan’ı seviyordu oda içinde yıllardır tuttuğu, söyleyememenin onu bitirdiği o iki kelimeyi söyledi… Sarıldı sevdiğine, öptü doyasıya ama ikisi de biliyordu bu son görüşmeleri olacaktı. Ekrem sevgilisiyle hiç görüşmeyecek olsa da artık mutluydu, kafasındaki tüm sorular cevabını bulmuştu. Mikrop’un önemi kalmamıştı artık, mikrobu açıklamaktan vazgeçti, mikrop ile ilgili her şeyi yaktı, yok etti… Birkaç gün sonra Serkan geldi Ekrem yaşadıklarını uzun uzun anlattı. sözlerini “artık serbestsin, keşke mikrobu yok edebilsem ama panzehiri yok ne yazık ki ama bir daha hiç kimse kullanamayacak seninle beraber ölecek oda” diyerek bitirdi. Ekrem mutlu ve huzurluydu artık…
Serkan laboratuvardan çıkınca bir yılda yaşadıklarını düşündü bir hüzün kapladı tüm bedenini. Mikrop’tan önceki hayatı aklına geldi Melek’le geçen yıllar ne kadar mutluydu kendi kendine “bir ev, bir araba ve maaş değer miydi” dedi. O gün evine kapattı kendini ve uzun süre çıkmadı, artık evinden sadece arada alışveriş yapmak için çıkıyordu. Günden güne zayıfladı, sağlığı da bozulmaya başladı artık ölümü bekliyordu… Bir gün kapı çaldı gelen Melek’ti Serkan’ın kendini evine kapattığını ve sağlığının bozulduğunu öğrenmiş dayanamamış gelmişti. O günden sonra o da Serkan ile beraber yaşamaya başladı. Serkan her geçen gün düzeldi Melek’in gelmesiyle beraber kendine geldi ve bir gün yaşadığı her şeyi anlattı sevgilisine “benim içimde mikrop var ve panzehiri de yok git kurtar kendini, mutlu olamayız biz” dedi. Gitmedi Melek, sevgilisini yalnız bırakmadı her yerde onunlaydı ve hep el eleydiler. Serkan nereye baksa Melek’i gördü. Bir gün Serkan Melek’ten başka hiçbir kızı görmediğini anladı. Mikrop yok olmuştu panzeri sevgiydi mikrobun; karşılıksız, saf sevgi… Melek mikrobu yok etmeyi başarmıştı. Serkan ile Melek hemen evlendiler. Ekrem kendini suçlu hissediyordu onlara masallardaki gibi bir düğün yaptı ve her şeyini çocuklarım dediği Serkan ile Melek’e bıraktı…

Son

Hiç yorum yok: