23 Haziran 2013

Sen “No”dun Ben “Yes”


              
              İçimi ısıtacak aydınlatacak

              Bir dilek tuttum yürekten

              Tanrı seni soktu yüreğime

              İkisine birden kavuştum

              Mutluluk doldu gönlüm

              Yayla pınarları gibi durulaştım…

                                                                  İrfan TÜRKOĞUZ

               Delikanlı ile kızın ilk buluşmalarıydı, çalıştıkları işyerine yakın bir cafeye gittiler. Delikanlı, sevgilisinin o al yanaklarını öpmek, sarılmak istiyordu çok seviyordu onu ama sevgilisi ona hep “No” diyordu o kadar tatlı bir No’ydu ki bu… O günden sonra isimleri “Yes” ile “No” oldu…                                                                     

              Yes’in her şey üstüne geliyor, kötü günler geçiriyor, içi durmadan sıkılıyordu… Yine bu kötü günlerin birinde No aynı işyerinde işe başladı. O ilk gün Yes ile No bir an göz göze gelmişler ve sonra işlerine devam etmişlerdi. Hiçbir şey hissetmemişti Yes o gün, ne olumlu ne olumsuz;  hissedecek durumu da yoktu zaten…

               Zaman geçti aynı işyerindeydiler ama iş dışında nerdeyse hiç konuşmuyorlardı, Yes’in kafası karışık No’sa kendi halinde, biraz içe kapanık…

               Hiç olmayacak bir zamanda, hiç olmayacak bir yerde bir anda No’dan hoşlandı Yes. Yavaş yavaş daha fazla yanına gitmeye başladı ve zamanla koyulaştı sohbet… Yes bir gün dayanamadı içinde ne varsa söyledi, anlattı saf duygularını No’ya… No dinledi dinledi ve kabul etti Yes’in sevgisini. İş dışında da görüşmeye başladılar.  Yes için No ile geçirilen her saniye öyle güzeldi ki artık… Yes bağlandı No’ya, o zamana kadar hiçbir kıza bağlanmadığı kadar çok… Yes ile No’nun bir gün elleri kavuştu başka bir günse dudakları. Günler günleri kovaladı Yes her geçen gün daha da çok sevdi No’yu.  No’sa?

              No’nun engelleri vardı her zaman görüşemiyorlardı, ilk başta bunu kabul etmek zor geldi Yes’e ama onu o kadar çok seviyordu ki zamanla kabullendi, başka çaresi de yoktu zaten ya kabullenecekti ya da ayrılılık; ayrılık Yes için ölümle birdi. Yes durmadan No’yu görmek, onun sesini duymak istiyordu, çevresinde birçok kız vardı ondan hoşlanan,  ama onları görmüyordu bile o sadece No ile mutluydu, biliyordu ondan başkası haramdı. Yes’in bu sevgisine karşılık No doğru dürüst aramıyor, görüşmeye fırsat yaratmak şöyle dursun olan fırsatları bile kullanmıyordu…

              Seven kalp kırılgan olur, bir taraf seviyorsa bir de… Kırıldı Yes, içine sıcak bir şey aktı sanki yaktı geçti…  Aşktan kör olan gözleri gerçeklerle yüz yüzeydi artık… Düşündü uzun uzun düşündü aşk bu muydu? No’yu hayatının merkezine koymuştu,  hayatta hiç kimsenin sevemeyeceği kadar çok sevmişti onu, No’nun isteyip de yapamayacağı tek bir şey yoktu… No’sa? Düşündü düşündü, uykusuz geceler…

              Seversin dünyayı doludizgin

              Ama bunun farkında değildir

              Ayrılmak istemezsin dünyadan

              Ama o senden ayrılacak

              Yani sen elmayı seviyorsun diye

              Elmanın da seni sevmesi şart mı?

              Yani Tahir’i Zühre sevmeseydi artık

              Yahut hiç sevmeseydi

              Tahir ne kaybederdi Tahirliğinden?

                                                                          Nazım HİKMET

 

              Ayrıldılar… Yes No’ya binlerce kez seni seviyorum demesine rağmen ilk başlarda bir şey yoktu sanki, hissizdi… Düşünmek istemiyordu No’yu kendi kendine teselli veriyor “seni sevmeyen birini düşünme” diyordu. Kafası dağılır umuduyla “çalışayım” dedi. Belgelerini açtı çalışacağı dosyayı arıyordu ve orada bir dosya gördü; “No”. Arkadaşlarının telefonlarını yazdığı o dosya… “Sen “No” dun ben “Yes” dedi, gözleri doldu, içi burkuldu erkekler ağlamazdı ona öyle öğretilmişti ama… Hiç durmayacak gibi ağlamaya başladı onu öyle çok seviyordu ki ne kadar kendini teselli etmeye çalışsa da boştu. Saatler saatleri kovaladı ve birden gülümsedi Yes, No ile ilk buluşmaları geldi aklına, işyerine yakın bir cafeye gitmişlerdi. Yes No’nun o al yanaklarını öpmek sarılmak istiyordu ama sevgilisi hep “No” diyordu o kadar tatlı bir No’yduki bu…O zaman demişti sevgilisi ilk “sen Yes’sin ben No” O şarkıdaki gibi “isyan” diye bağırmak istedi.

                Benim bu derdim

                Ne yağan yağmurda

                Ne yalancı sonbaharda

                Ne bomboş sokaklarda

                Kırılmış her yanım

                Kaybolur zaman saçlarında

                Gözlerim sokaklarda

                Sebebi isyan aşkım

                İçim yanar, içim kanar da

                İsyan!

                Geriye bir avuç yalan

                Beni bu derde sen attın da,

                Gittin ya kafam hep duman

                                                         Halil Sezai PARACIKOĞLU

               İsyan etmedi, Yes biliyordu No hep içinde olacaktı… Beraber geçirdikleri güzel günlerini düşündü, o günden sonra da hep güzel anıları hatırladı ve No hayatının en özel kadını olarak ölene kadar onunla kaldı.