05 Ekim 2011

Mikrop-1

En sonunda başarmıştı uzun süredir üzerinde araştırma yaptığı sıvıyı elde etmiş adına “mikrop” demişti.
Ekrem erken yaşta okulunu bitirdikten sonra çalışmalarına devam etmiş genç yaşta profesör ünvanını almıştı. Son 5 yılını ne işe yarayacağını hemen hemen herkesten gizlediği sıvıyı yapmak için harcamış ve en sonunda başarmıştı.
Ekrem uzun süredir insan duygularının değişkenliği üzerine deneyler yapıyordu. Farklı kesimlerden farklı ilişkileri incelemiş ve hepsi onu farklı bir yöne çekmişti… Bu karmaşık sonuçları bir araya getirip bir sonuç elde etmeye uzun süre harcamış ama başaramamıştı. En sonunda karar vermiş ve insanları tek bir duygu ile yaşatacak, değişkenlikleri engelleyici bir sıvı yapma hazırlığına girişmişti. Çok çalışmış, gecelerce uyumamış ve en sonunda istediği sıvıyı elde etmişti. Yaptığı mikrop insan genindeki bağlılığı öldürüyordu; ayrılık, barışma gibi çözemediği duygu karmaşasını bu sıvıyla çözecekti. Mikrobu verdiği kişi istese de kimseye bağlanamayacaktı, mikrop bağlılık genini bir daha geriye dönüşü olmayacak şekilde yok ediyordu.
Birçok bilim adamı bu konu üzerinde çalışıyordu, kamuoyuna şu an açıklayamazdı hem sonuçlarını bilmiyordu hem de diğerleri kaldığı yerden devam ederek hızla önüne geçebilirdi. Her şeyi gizlilik içinde sürdürmesi gerekiyordu. Mikrobu sadece güvendiği birkaç arkadaşı ile paylaştı, paylaşmak zorundaydı çünkü ona bir denek lazımdı ve bu deneği tek başına bulması neredeyse imkansızdı. Mikrop öyle kolay kabul edilecek bir şey değildi biliyordu; kolaylaştırmak istedi, deneğine bir ev bir araba ve bir yazlık verecekti ve ömrü boyunda çalışmadan belli bir maaş bağlayacaktı. Çok cazip ama bir o kadar da soru işaretleriyle dolu bir teklif. En sonunda aranan denek bulundu adı Serkan’dı. Profesör uzun uzun anlattı her şeyi ve en son bir cümleyle özetledi “mikrobun panzehiri yok, yani damarlarına sıvıyı verdikten sonra bir dönüşü olmayacak ve tam olarak da ne olacağını ben dahil kimse bilemez.”
Serkan işletme mezunuydu çok uzun zaman iş aramış ama bulamamıştı, sevdiği bir kız vardı evlenmeyi düşünüyorlardı ama elde avuçta hiçbir şey yoktu… Ona ilk mikroptan bahsedildiğinde irkilmişti sonra ne kadar kötü olabilir diye düşündü ilk defa onda denenecekti belki de vücudu bu mikrobu anında yok edecekti anlaşma çok açıktı ne olursa olsun ev araba yazlık onundu sonunda karar verdi.
Beklenen gün gelmişti Serkan laboratuvara gitti her şey iki dakika sürdü, artık mikrop damarlarındaydı…
Eve gitti hiçbir değişiklik yok gibiydi, “ne güzel” dedi “artık evim arabam, yazlığım maaşım her şeyim var ve de mikrop çoktan öldü galiba.” Yapacağı şey çok basitti her hafta laboratuvara gidecek ve o hafta yaşadıklarını kamera karşısında anlatacaktı. Uyudu… Sabah kalktığında her zaman yaptığı gibi sevgilisinin resmini öperek güne başladı onu çok ama çok seviyordu o yanında olsun olmasın hiç bir kızı gözü görmezdi. Adı Melek’ti sevgilisinin aynı ismi gibi melek gibi bir kızdı. O gün sevgilisiyle buluşacaktı geç kalmamalıydı yataktan kalktı tıraşını oldu en güzel kıyafetlerini giyip evden çıktı. Otobüsle gidecekti şansı vardı durağa geldiği gibi otobüste geldi “ne güzel bir gün” dedi içinden. Otobüse bindi bir taraftan müzik dinliyor, bir taraftan dışarıyı seyrediyordu bir sonraki durakta yanına bir kız oturdu kıza gayri ihtiyari baktı ve çekemedi gözünü öyle güzel öyle tatlıydı ki… Serkan birkaç dakika sonra kızla göz göze geldi kız gülümsedi hafifçe, Serkan’da ona gülümsedi neden böyle bir şey yaptığını hiç bilmiyordu yoksa inanmadığı mikrop etkisini göstermeye mi başlamıştı…
Sevgilisiyle buluştu her buluştuğunda deli gibi atan kalbi o gün sakindi her buluştuğunda sarılıp defalarca öptüğü sevgilisini o gün zorla birkaç kez öptü aklı hala otobüsteydi... Kızların hisleri kuvvetlidir, sevgilisi anladı Serkan’daki değişikliği ama bir neden yoktu sonuçta her insanda olur ya öyle zamanlar o tür bir şeydir dedi kendi kendine nasıl olsa zamanla geçer. Ayrıldılar ertesi sabah ayakları yine aynı saatte aynı otobüse götürdü onu tam beklediği gibi kızda aynı duraktan bindi o gün tanıştı kızla adı Neslihan’dı…
Devam edecek...

Hiç yorum yok: