Canım, aşkım, bitanem, dünya güzelim, her şeyim… ne desem anlatamaz içimdekileri, keşke o iki kelime anlatabilse, “Seni Seviyorum” dediğimde sevgimi anlayabilsen…
Seni ilk gördüğümde üstünde lacivert bir elbise vardı melek gibiydin kanatlarını bırakıp yeryüzüne inmiştin sanki. Öyle kalmıştım…. O gece yatmadan önce sen geldin birden aklıma önceden hissetmediğim garip bir şekilde heyecan duydum. O günden sonra çeşitli bahanelerle yanına geldim sen benim için hayaldin ve ben hayalimle birlikte olmaktan anlatılmaz mutluluk duyuyordum. Bir gün hayal gerçek oldu, en sonunda ısrarlarıma dayanamadın artık benimleydin, benimdim dünyada senden bir tane vardı onu da ben almıştım. Bir süre çıkmamız, ilk elini tutmam, ilk masum öpücük hepsi bir rüyanın parçasıydı sanki ölümse ölüm hiç uyanmak istemediğim bir rüya. Seni tanıdıkça daha çok sevdim bir bayan bu kadar mı kibar, bu kadar mı ince, bu kadar mı tatlı olabilirdi, oluyormuş geç olsa da öğrendim ve şükrettim Allah’a. Senden önce aşka dair her şeyi yaşadığımı sanıyordum senden sonra ise boşa yaşamadığımı kendimi aşk yalanıyla kandırdığımı anladım, sen aşkı öğrettin bana. Aşk sevdiğini bir saniye aklından çıkarmamak, o yanında yokken bile o varmış gibi davranmak, gözlerinin sevdiğinden başkasına görmemesiymiş. Artık senden sonrası yok benim için, kimseyi istemiyorum artık, sadece senin gözlerine bakmak, seni öpmek, seninle el ele ölmek istiyorum. Sen yokken bile kokun geliyor, geceleri, senin yattığın yastığa sarılıyorum kokun hala üzerinde, senin giydiğin pijamalar hala sen kokuyor her giydiğimde yanımdasın sanki. Senin yattığın yer senden sonra hep boş oraya kimseyi yatırmıyorum gelecekmişin, beraber televizyon seyredeceğiz sonra senin kokunla uyuyacağım gibi geliyor. Banyoda beraber baktığımız aynaya bakamıyorum artık ben kendimi değil seni görmek istiyorum orada, sadece sen. Bazen işyerinde adın geçiyor içim titriyor, nefes alamıyorum kısa süreli de olsa sende ayrı kalmak çok zormuş anlıyorum, canım acıyor, içim burkuk, hiçbir şeye benzemiyor sensizlik, sensiz hayat bir cehennem gibi geliyor dirilip dirilip tekrar yanıyorum. Hayaldin, hala hayal gibi geliyorsun seninle her buluştuğumda son buluşmamız gibi geliyor sanki yok olup gideceksin, ondan sana devamlı sarılmak istemem ondan durmadan öpmelerim…, Senden sonra her şey değişti çocukları daha çok seviyorum artık, insanların yüzüne bakarken gülümsüyorum, daha bir sabırlıyım, daha bir içten, daha sevecen… kısaca senin özelliklerin bana da yansıyor artık senin ışığın vuruyor daha bir ışıldıyorum sanki…
Senin en çok nazını seviyorum bıktırmayan, içinde her duyguyu barındıran. Hayır deyişini bile seviyorum, hayır deyişinde evet var sanki sevgini görüyorum hayır’ın evet olduğunda… Doğruluğunu, hayata dürüstlüğünü seviyorum, kötü bile olsa içinden geçen her şeyi söylemeni… Hareketlerini, hayata tutunuşunu seviyorum hayata karşı ne çekingen ne abartılısın, harika dengeni seviyorum. Bazen kavga ediyoruz onunla ilgili kötü şeyler düşüneceğim diyorum düşünüyorum düşünüyorum aklıma en küçük bir şey gelmiyor anlıyorum ben senin her şeyini seviyorum...
Şimdi yerden kafamı kaldırmıyorum artık, senden başka bir kız görmek istemiyorum, bundan böyle ya karşımda olmalısın ya da hayalinle yaşarım. Bazen çok sıkılıyorum sensizlik tüm bedenimi sarsıyor yerimde duramıyorum, sana gelmek seni defalarca öpmek mis kokunla uyumak ve hiç uyanmamak istiyorum. Bazen o olmasa diyorum gözlerimden iki damla yaş süzülüyor toparlıyorum kendimi düşünme diyorum düşünürsen…
Tek dileğim Allah’tan sensiz kaldığım ilk gün ölmek.
10 Temmuz 2011
Aşk Üzerine Karalamalar(Aşk Acısı)
Herkes farklı çeker aşk acısını kimisi kendini odasına kapatıp günlerce çıkmazken kimi de kendini dışarı atar eve girmez. Kaçış yoktur ama ne yapsak bizimledir acımız…
Beni soracak olursanız? Ben sevgilimden ayrıldığımda ya da büyük bir sorun olduğunda hem ruhsal hem fiziksel olarak etkilenirim. Önce vücudumun tüm sigortaları atar sonra soğuk soğuk terlerim dışarısı ne kadar sıcak olursa olsun benim tüylerim dikendir. Başıma müthiş bir ağrı girer vücudum öyle bir bırakır ki kendini sabah kalktığımda mutlaka hastayımdır. Çoğu zaman acıdan kaçmayı denemişimdir dışarıya çıkıp delice eğlenmek onu unutturacak şeyler yapmak… Bazen başarırım ama başarma sürem 1 saati aşmaz… Böyle zamanlarda boğazımda büyük bir düğüm oluşur ağlamanın kenarında olurum, ağlayınca rahatlayacağım gibi gelir ama ağlayamam ağlasam da değişen bir şey olmaz acı beni terk etmez.
Üniversiteye ilk başladığımda bir sevgilim vardı ama onunla el ele bile gezmezdik… Birinci sınıfın sonuna doğru el ele gezmeye başladım benim için tarif edilmez bir mutluluktu… Bir gün etrafımda ele ele gezen dolaşan sevgililerin hiç ayrılmadıklarını fark ettirdi bir arkadaşım… Arkadaşım “bu üniversitenin çeyreği erkek kız beraber yaşıyorlar” dediğinde şaşırıp inanmamıştım başta sonra kendimde gördüm. Üçüncü sınıfta bir kızla çıkmaya başladım ve bir süre sonra onun evine taşındım. Kız için neler dememişlerdi ki… Benden öncesini bilmiyorum ama benimleyken en küçük hatasını görmedim beraber yaşadığımız sürece bir kere benim gözümden başka göze baktığını görmedim, hiç yalan söylemedi, tanıdığım en mert kızdı. Onunla insanın geçmişine göre değil de taşıdığı kalple değerlendirmek gerektiğini öğrendim. Seviyorduk birbirimizi ama ayrılmak zorunda kaldık o istedi önemli bir nedeni vardı… Bir hafta çıkmadım evden yüzüm soluk, vücudum bitkindi ondan kaçsam da arada karşılaşıyorduk ve ben kireç gibi oluyordum. Sonra arkadaşların zoruyla dışarıya çıkmaya başladım belki ona kızgınlığımdan belki onu kıskandırmak için biriyle çıkmaya başladım. Çok kısa sürede ele ele kol kola gezmeye başladık bir gün hiç unutmuyorum kantinde çıktığım kızla yan yana oturuyorduk o geldi ben görmemezlikten geldim arkamıza oturdu sandalyesini bizim sandalyemize vurdu kızgın bir ifadeyle galip bir mutluluk hissettim. Böyle sürüp gidiyor hikayeler…
Her çıktığım kızla yeni şeyler öğrendim hayata bakışım değişti aşkı, sevgiyi, kızgınlığı, ihaneti her şeyi yaşadım aşka dair ya da öyle sanıyorum. Bazen bir hafta bazen bir ay bazen yıllarca aşk acısı çektim kendime göre değişik yollar buldum aşk acısı yaşamamak için… Bir gün dedim ki hayatında hep ikinci biri olacak belki çok samimi değil ama ondan ayrıldığında öteki olacak onla devam edeceğim, denedim olmadı. Aslında denediğim hiçbir şey başarılı olmadı, anladım kimse kimsenin yerini tutmuyor.
Çok kızla çıktım bazen günlük ilişkiler yaşadım ama hepsinde mutluluk olduğu gibi acı vardı. Erkeklerin, kızların üç dört kişi ile aynı anda çıktığını gördüm evli insanların yaşadığı ilişkiler… Başta istisnalar kaideyi bozmaz dedim ama zamanla istisna olmadıklarını gördüm. Her kadın, her erkek aldatır gibi büyük laflar etmeyeceğim, ama gerçekten çok şey gördüm.
Üniversiteyi bitirdiğimde ne kirli bir dünyada yaşıyoruz derdim, gördüklerimden sonra… Şimdi ise değişti görüşüm aldatan biziz aldatılanda arkamıza bakmadan hiç düşünmeden çekip giden biziz, bırakılanda… Bir taraf üzülüyor evet ama üzülen taraf da çoğu zaman üzen insanlar. Artık kirli bir dünyada yaşıyoruz demiyorum yanlışlarım doğrularım var hala ama kınamıyorum artık kimseyi…
Ben sevgilisini bir kalemde silip hemen yeni biriyle başlayan, bir ilişki bitmeden daha öbürüne başlayan insanları çok kıskanırım. Çok denedim olmadı kimseyi çıkaramadım hayatımdan hep terkedildim kırmayı değil hep kırılmayı seçtim ruhsal olarak yıkıldım, fiziksel olarak bittim ama üzmemeye gayret ettim. Belki Allah’ın bir ödülü bana; bir noktadan tekrar tutturdu hayatı tekrar mutlu oldum. Mutluluklarım, acılarımdan kat be kat çok oldu.
“Aşk acısı çekmeyen yoktur” klasik bir söz ama ben “aşk acısı çektirmeyende yoktur” diyorum o ya da bu şekilde. Ya düşünmek lazım en azından çektirmemeye çalışmak, olayları bir noktada tutmak ya da bir kere dünyaya geldik deyip hiçbir şeyi düşünmeden yaşamak. Ben bir kere dünyaya geldik deyip hiçbir şeyi düşünmemek istiyorum ama olmuyor insanız fıtratımız buna uygun değil. Keşke bir formülüm olsa ve size desem şunları yaparsanız hiç üzülmez acı çekmezsiniz diye yok ama ne yazık ki. Size sadece bir tavsiye de bulunabilirim: “Yarını düşünüp üzüleceğinize, günün tadını çıkarmaya çalışın; yarın düşünseniz de düşünmeseniz de gelecek ama bugün bir daha yaşanmayacak. Belki bir ütopya ama aşk acısız bir hayat dilerim.
Beni soracak olursanız? Ben sevgilimden ayrıldığımda ya da büyük bir sorun olduğunda hem ruhsal hem fiziksel olarak etkilenirim. Önce vücudumun tüm sigortaları atar sonra soğuk soğuk terlerim dışarısı ne kadar sıcak olursa olsun benim tüylerim dikendir. Başıma müthiş bir ağrı girer vücudum öyle bir bırakır ki kendini sabah kalktığımda mutlaka hastayımdır. Çoğu zaman acıdan kaçmayı denemişimdir dışarıya çıkıp delice eğlenmek onu unutturacak şeyler yapmak… Bazen başarırım ama başarma sürem 1 saati aşmaz… Böyle zamanlarda boğazımda büyük bir düğüm oluşur ağlamanın kenarında olurum, ağlayınca rahatlayacağım gibi gelir ama ağlayamam ağlasam da değişen bir şey olmaz acı beni terk etmez.
Üniversiteye ilk başladığımda bir sevgilim vardı ama onunla el ele bile gezmezdik… Birinci sınıfın sonuna doğru el ele gezmeye başladım benim için tarif edilmez bir mutluluktu… Bir gün etrafımda ele ele gezen dolaşan sevgililerin hiç ayrılmadıklarını fark ettirdi bir arkadaşım… Arkadaşım “bu üniversitenin çeyreği erkek kız beraber yaşıyorlar” dediğinde şaşırıp inanmamıştım başta sonra kendimde gördüm. Üçüncü sınıfta bir kızla çıkmaya başladım ve bir süre sonra onun evine taşındım. Kız için neler dememişlerdi ki… Benden öncesini bilmiyorum ama benimleyken en küçük hatasını görmedim beraber yaşadığımız sürece bir kere benim gözümden başka göze baktığını görmedim, hiç yalan söylemedi, tanıdığım en mert kızdı. Onunla insanın geçmişine göre değil de taşıdığı kalple değerlendirmek gerektiğini öğrendim. Seviyorduk birbirimizi ama ayrılmak zorunda kaldık o istedi önemli bir nedeni vardı… Bir hafta çıkmadım evden yüzüm soluk, vücudum bitkindi ondan kaçsam da arada karşılaşıyorduk ve ben kireç gibi oluyordum. Sonra arkadaşların zoruyla dışarıya çıkmaya başladım belki ona kızgınlığımdan belki onu kıskandırmak için biriyle çıkmaya başladım. Çok kısa sürede ele ele kol kola gezmeye başladık bir gün hiç unutmuyorum kantinde çıktığım kızla yan yana oturuyorduk o geldi ben görmemezlikten geldim arkamıza oturdu sandalyesini bizim sandalyemize vurdu kızgın bir ifadeyle galip bir mutluluk hissettim. Böyle sürüp gidiyor hikayeler…
Her çıktığım kızla yeni şeyler öğrendim hayata bakışım değişti aşkı, sevgiyi, kızgınlığı, ihaneti her şeyi yaşadım aşka dair ya da öyle sanıyorum. Bazen bir hafta bazen bir ay bazen yıllarca aşk acısı çektim kendime göre değişik yollar buldum aşk acısı yaşamamak için… Bir gün dedim ki hayatında hep ikinci biri olacak belki çok samimi değil ama ondan ayrıldığında öteki olacak onla devam edeceğim, denedim olmadı. Aslında denediğim hiçbir şey başarılı olmadı, anladım kimse kimsenin yerini tutmuyor.
Çok kızla çıktım bazen günlük ilişkiler yaşadım ama hepsinde mutluluk olduğu gibi acı vardı. Erkeklerin, kızların üç dört kişi ile aynı anda çıktığını gördüm evli insanların yaşadığı ilişkiler… Başta istisnalar kaideyi bozmaz dedim ama zamanla istisna olmadıklarını gördüm. Her kadın, her erkek aldatır gibi büyük laflar etmeyeceğim, ama gerçekten çok şey gördüm.
Üniversiteyi bitirdiğimde ne kirli bir dünyada yaşıyoruz derdim, gördüklerimden sonra… Şimdi ise değişti görüşüm aldatan biziz aldatılanda arkamıza bakmadan hiç düşünmeden çekip giden biziz, bırakılanda… Bir taraf üzülüyor evet ama üzülen taraf da çoğu zaman üzen insanlar. Artık kirli bir dünyada yaşıyoruz demiyorum yanlışlarım doğrularım var hala ama kınamıyorum artık kimseyi…
Ben sevgilisini bir kalemde silip hemen yeni biriyle başlayan, bir ilişki bitmeden daha öbürüne başlayan insanları çok kıskanırım. Çok denedim olmadı kimseyi çıkaramadım hayatımdan hep terkedildim kırmayı değil hep kırılmayı seçtim ruhsal olarak yıkıldım, fiziksel olarak bittim ama üzmemeye gayret ettim. Belki Allah’ın bir ödülü bana; bir noktadan tekrar tutturdu hayatı tekrar mutlu oldum. Mutluluklarım, acılarımdan kat be kat çok oldu.
“Aşk acısı çekmeyen yoktur” klasik bir söz ama ben “aşk acısı çektirmeyende yoktur” diyorum o ya da bu şekilde. Ya düşünmek lazım en azından çektirmemeye çalışmak, olayları bir noktada tutmak ya da bir kere dünyaya geldik deyip hiçbir şeyi düşünmeden yaşamak. Ben bir kere dünyaya geldik deyip hiçbir şeyi düşünmemek istiyorum ama olmuyor insanız fıtratımız buna uygun değil. Keşke bir formülüm olsa ve size desem şunları yaparsanız hiç üzülmez acı çekmezsiniz diye yok ama ne yazık ki. Size sadece bir tavsiye de bulunabilirim: “Yarını düşünüp üzüleceğinize, günün tadını çıkarmaya çalışın; yarın düşünseniz de düşünmeseniz de gelecek ama bugün bir daha yaşanmayacak. Belki bir ütopya ama aşk acısız bir hayat dilerim.
06 Temmuz 2011
Kal Demek İstedim-2
O gece uyuyamadı sabaha kadar düşündü delikanlı. Sabaha karşı yorgunlukla uyuya kaldı. Rüyasında sevgilisini gördü, ayrılıyorlardı sevgilisine kal diyordu o ise dinlemedi çekip gitti… Arkasında yıkıldı delikanlı… Rüyasından gözyaşları içinde uyandı.
Mutluluk ne diye sordu kendi kendine anı yaşamak mı, devamlı olacakları düşünüp stres içinde yaşam mı? Ne olursa olsun kızla çok mutluydu kız sevse de sevmese… Mutluydu önemli olanda bu değil miydi hayatta… En sonunda kararını verdi kız ondan ayrılmak isteyene kadar ne bu konuyu düşünecek ne de ayrılık lafı edecekti. Kendi kendine “yarına çıkacağımız bellimi ki yarını düşünüp üzülüyorsun bu günü, anı yaşamalısın o an mutluysan gerisi boş; evlenirsin, ayrılırsın onlar yarın düşünülecek şeyler…”dedi.
İlerleyen günlerde delikanlı karar verdiği gibi yaşamaya başladı anı yaşıyor yarını hiç düşünmüyordu artık eski kıskançlıkları kalmamış içi huzur dolmuştu. Her şeyi “oluruna” bırakmıştı devamlı düşünüp kızı devamlı kontrol etmeye çalışarak hiçbir şeyi değiştiremeyeceğini anlamıştı, bir insan aldatmak isterse 24 saatin 23 ünde beraber olunsa bile o bir saatte yapacağını yapardı…
Kız delikanlıdaki değişimin farkına kısa sürede vardı ilişkileri huzur bulmuştu artık, evet belki hala çok sevmiyordu aşık değildi delikanlıya ama artık mutluydu delikanlı ile huzur buluyor, tüm sıkıntılarını unutuyordu.
İnsan oğlu yetinmiyor kızda da öyle oldu huzur yetmedi aşkın peşinden koştu delikanlıyı belki bırakamadı ama defalarca aldattı aşk sanarak çok şey yaşadı ama hep sonu hüsranla bitti.
Delikanlı ise tam tersi bir yaşam sürüyordu sevdiğinden başka kimseyi almadı hayatına zamanla içindeki fırtınalar son buldu huzura kavuştu. Kız onun için bir liman olmuştu ve delikanlı çıkmadı hiç o limandan. Yanındayken öptü, kokladı sevdiğini yanında yokken hayalini kurdu ona şiirler yazdı:
İyi ki Varsın…
Şimdi uzaklardasın bitanem
Hala benimsin ve yakında döneceksin biliyorum
Ama söz dinletemiyorum kalbime…
Sensiz olmuyormuş sensizlikte insan kendini yitiriyormuş
Ben ben değilim artık,
Anladım sensiz ben bir hiçim.
Öyle içime işlemiş öyle sevmişim ki seni
Hiçbir şey umrumda değil artık
Sadece sen, tek sen yetiyorsun…
Bazen o olmasa diyorum,
Tansiyonum düşüyor,
İçime sıcak bir şey akıyor yakarak
Gideceksin bir gün biliyorum
Ve benim bir yanım ömür boyu yanacak
Öbür yanım da yaşadığımız günleri düşünüp mutlu olacak.
Şunu bil ki bitanem
Yediğim ekmekte içtiğim suda,
Söylediğim şarkıda, hep içimde olacaksın
Sensiz ne bir adımım olacak
Ne seni düşünmeden bir anım
Ne de sensiz bir nefes
Aşkı seninle tattım, seninle huzur buldu ruhum
Artık yanımda ol olma
Bu kalp sadece senin için atıp
Hep aynı şeyi söyleyecek
“İyi ki varsın”
Bir gün delikanlının içindeki saf sevgiyi gördü kız yaptıkları acı vermeye başladı artık oda seviyordu…
SON
Mutluluk ne diye sordu kendi kendine anı yaşamak mı, devamlı olacakları düşünüp stres içinde yaşam mı? Ne olursa olsun kızla çok mutluydu kız sevse de sevmese… Mutluydu önemli olanda bu değil miydi hayatta… En sonunda kararını verdi kız ondan ayrılmak isteyene kadar ne bu konuyu düşünecek ne de ayrılık lafı edecekti. Kendi kendine “yarına çıkacağımız bellimi ki yarını düşünüp üzülüyorsun bu günü, anı yaşamalısın o an mutluysan gerisi boş; evlenirsin, ayrılırsın onlar yarın düşünülecek şeyler…”dedi.
İlerleyen günlerde delikanlı karar verdiği gibi yaşamaya başladı anı yaşıyor yarını hiç düşünmüyordu artık eski kıskançlıkları kalmamış içi huzur dolmuştu. Her şeyi “oluruna” bırakmıştı devamlı düşünüp kızı devamlı kontrol etmeye çalışarak hiçbir şeyi değiştiremeyeceğini anlamıştı, bir insan aldatmak isterse 24 saatin 23 ünde beraber olunsa bile o bir saatte yapacağını yapardı…
Kız delikanlıdaki değişimin farkına kısa sürede vardı ilişkileri huzur bulmuştu artık, evet belki hala çok sevmiyordu aşık değildi delikanlıya ama artık mutluydu delikanlı ile huzur buluyor, tüm sıkıntılarını unutuyordu.
İnsan oğlu yetinmiyor kızda da öyle oldu huzur yetmedi aşkın peşinden koştu delikanlıyı belki bırakamadı ama defalarca aldattı aşk sanarak çok şey yaşadı ama hep sonu hüsranla bitti.
Delikanlı ise tam tersi bir yaşam sürüyordu sevdiğinden başka kimseyi almadı hayatına zamanla içindeki fırtınalar son buldu huzura kavuştu. Kız onun için bir liman olmuştu ve delikanlı çıkmadı hiç o limandan. Yanındayken öptü, kokladı sevdiğini yanında yokken hayalini kurdu ona şiirler yazdı:
İyi ki Varsın…
Şimdi uzaklardasın bitanem
Hala benimsin ve yakında döneceksin biliyorum
Ama söz dinletemiyorum kalbime…
Sensiz olmuyormuş sensizlikte insan kendini yitiriyormuş
Ben ben değilim artık,
Anladım sensiz ben bir hiçim.
Öyle içime işlemiş öyle sevmişim ki seni
Hiçbir şey umrumda değil artık
Sadece sen, tek sen yetiyorsun…
Bazen o olmasa diyorum,
Tansiyonum düşüyor,
İçime sıcak bir şey akıyor yakarak
Gideceksin bir gün biliyorum
Ve benim bir yanım ömür boyu yanacak
Öbür yanım da yaşadığımız günleri düşünüp mutlu olacak.
Şunu bil ki bitanem
Yediğim ekmekte içtiğim suda,
Söylediğim şarkıda, hep içimde olacaksın
Sensiz ne bir adımım olacak
Ne seni düşünmeden bir anım
Ne de sensiz bir nefes
Aşkı seninle tattım, seninle huzur buldu ruhum
Artık yanımda ol olma
Bu kalp sadece senin için atıp
Hep aynı şeyi söyleyecek
“İyi ki varsın”
Bir gün delikanlının içindeki saf sevgiyi gördü kız yaptıkları acı vermeye başladı artık oda seviyordu…
SON
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)